Kayıtlar

ÖLÜM BURADA ELVEDA DEMEK DEĞİL

Resim
                                                                                    Endonezya’nın ücra bir köşesinde ölüler ve bedenleri ailenin bir parçası olmaya devam ediyor. Sulawesi adasına bağlı sessiz bir yer olan Rantepo kasabasında ölüler hayatın bir parçası olmayı sürdürüyor.   Yaklaşık 450 bin kişilik bir kabile olan Torajalıların geleneklerine göre kişi vefat ettikten sonra hemen gömülmüyor. Toraja kabilesinin fertleri, beden ölümünün bir anda gerçekleşen bir olay olmadığına inanıyor. Bu nedenle gelenekleri gereği ölülerini mezardan çıkarıp yıkıyorlar. Sonrasında güzel giysiler giydirerek; onlara hayatta olmasalar bile her zaman kalplerinde ve akıllarında canlı olarak kalacaklarını göstermeyi amaçlıyorlar.   Toraja’da ölüm ayrılık değil farklı bir tür bağ Torajalar yaşamsal tehlike yaratan hastalıklar söz konusu olduğunda tıbbi müdahalelere karşı çıkmıyor. Ya da yakınları öldüğünde üzüntülerini saklamıyor. Ancak burada hemen herkes ölüyü dışlamak yerine yaşamın merkez

SABAH GAZETESİNİN DENEYİMLİ EDİTÖRÜ ERDOĞAN YAPIK İLE GAZETECİLİK ÜZERİNE KONUŞTUK

Resim
  G azeteciliğin kendisi için çocukluktan beri bir aşk ve bir hedef olduğunu söyleyen Sabah Gazetesinin deneyimli ve birikimli editörlerinden Erdoğan Yapık gazeteciliğe nasıl başladığını ve medya konusunda merak edilenleri anlattı. Gazetecilik bölümü öğrencilerine de tavsiyelerde bulunan Yapık, muhabirlik yaptığı dönemde başına gelen ilginç olayları da anlattı. 1-       Ne kadar süredir bu işi yapıyorsunuz? 13 yıldır severek bu işi yapıyorum.   2-       Bu sektöre nasıl atıldınız? Gazetecilik benim için çocukluktan itibaren bir aşk, bir hedefti. Bu yönde kendimi geliştirmeye ve bu mesleğin eğitimini almaya karar verdim. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirerek mesleğe adım attım.   3-       İşinizin zorlukları var mı? Nelerdir? 11 yıl muhabirlik yaptım. Son iki yıldır da editörlük yapıyorum. Özellikle muhabirlik sürecinde çok fazla zorlukla karşılaşıyorsunuz. Sel, yangın, cinayet, doğal afet, trafik kazası gibi pek çok olayda özellikle insani hisler bakımın

SALGIN AVM'LERİ NASIL ETKİLEDİ

Resim
                        AVM’LERİN KORONAVİRÜS GERÇEĞİ İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve şuan da bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 (koronavirüs) salgını uluslararası piyasalardaki baskı, yüksek vaka sayıları, ve ölüm oranlarıyla tüm dünyada derin bir endişe yaratmaya devam ediyor. Salgının dünya çapında ekonomik dalgalanmalara sebep olması Alışveriş merkezlerini de etkiliyor. Türkiye özelinde inceleyecek olursak 16 Mart’ta İçişleri Bakanlığı 81 il genelinde yürürlüğe soktuğu tedbir kararıyla kafeterya, sinema, tiyatro, gösteri merkezi gibi birçok yerin faaliyetlerini geçici olarak durdurdu, 18 Mart’ta salgını önlemek için tüm vatandaşların üç hafta boyunca evde kalmasına yönelik çağrı yapıldı, Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD) halk sağlığı için, toplum ve perakende sektör temsilcilerinin de taleplerini dikkate alarak AVM'lerin kapatılmasına yönelik bir tavsiye kararı aldı. Ayrıca 21 Mart’ta İçişleri Bakanlığı lokanta, restoranlar, pastaneler ve

ÜSKİDAR BİLİM VE FİKİR FESTİVALİ BAŞLIYOR

Resim
                             Üsküdar Bilim ve Fikir Festivali Başlıyor Üsküdar Üniversitesi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle 19-20 Nisan 2018 tarihinde gerçekleşecek "5. Bilim ve Fikir Festivali" öncesi protokol imza töreni düzenlendi. Taksim’de bir otelde gerçekleşen törene İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci’nin yanı sıra İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan liselerin müdürleri ve rehberlik öğretmenleri katıldı. Törenin açılış konuşmalarını, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Yelkenci ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı. Tarhan, "Eğitim sadece bilgi aktarmak değil ki, beceri de kazandırmaktır. Bizim kültürümüzdeki fazla koruyuculuk, çocukların takdir yetkisinin körelmesine yol açıyor. Çocuğun karar verme ve takdir yetkisini, köreltmeden onu hayata hazırlayabilmek çok önemli. Bunun için çocuğun şansını denemesine fırsat vermemiz gerekiyor. Eğitimin farklılıklar üzerine inşa edilmesi lazım. Farklılıklar ü

RADYONUN ESKİ DİNLEYİCİLERİNDEN METİN UÇAR KENDİ DÖNEMİNDEKİ RADYO YAYINLARINI ANLATTI

Resim
Ülkemizde 6 Mayıs 1927’den sonra yayılmaya başlayan radyo, o zamanki adıyla “telsiz telefon” haberleşmede bir çığır açmış ve zamanla evlerdeki yerini almıştır. Radyonun eski dinleyicilerinden Metin Uçar (71) kendi dönemindeki radyo yayınlarını anlattı;         Eski radyolar şekil ve içerik açısından nasıldı? Ben köydeyken elektrik yoktu o yüzden radyolar büyük iri pillerle çalışıyordu. Bizim radyo kare şeklinde sarı renkte önünde numaralar olan bir radyoydu.    Herkesin evinde radyo bulunuyor muydu? Maliyetli bir şey olduğu için herkesin evinde yoktu, durumu biraz daha iyi olan kişilerin evinde vardı.   Radyo yayınları nasıldı, ne tarz programlar vardı? O zamanlar sadece TRT vardı kanal olarak genellikle haber, piyes (oyun), tarzı programlar olurdu. Televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte radyoya olan ilgi azaldı mı? Televizyon görüntülü oluğu için ona daha fazla rağbet vardı ama radyoyu dinlemeyi hiç bırakmadık onun alışkanlığı vardı çünkü. Sabahları radyoyu dinliyorduk